Portekizce içindeki levar ne anlama geliyor?

Portekizce'deki levar kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte levar'ün Portekizce'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.

Portekizce içindeki levar kelimesi tahammül etmek, göğüs germek, getirmek, alıp götürmek, götürmek, eve götürmek, paket yaptırmak, teşvik etmek, yaşam sürmek, (zaman) almak, sürmek, gerektirmek, iletmek, ileri götürmek, başarıya götürmek, yayımlamak, beraberinde getirmek, sevk etmek, itmek, taşımak, almak, götürmek, koşturmak, el arabasıyla taşımak/götürmek, taşımak, çalmak, aşırmak, çalıp kaçmak, nakletmek, gitmek, götürmek, yanında taşımak, şoförlüğünü yapmak, arabayla götürmek, yönlendirmek, adını taşımak, ismini taşımak, yorumlamak, alıp götürmek, taşımak, nakletmek, geçirmek, tamamlamak, uzun sürmek, bir kenara itmek, getirmek, yanında getirmek, başka yere yönlendirmek, dikkate alınırsa, kayıp düşmek, zaman almak, vakit almak, -e kendini kaptırmak, -e kendini kaptırmak, devreye sokmak, faaliyete geçirmek, iflas ettirmek, batırmak, iflas ettirmek, ciddiye almamak, ciddiye almamak, hapishaneye atmak, çıldırtmak, delirtmek, yürütmek, dikkate almamak, -e yol açan, yedirip içirmek, aşağılanmak, gerçekleştirmek, hesaba katmak, dikkate almak, hesaba katmak, dikkate almak, dikkate almak, hesaba katmak, ilgilenmek, aşırı olmak, içerlemek, zoruna/ağırına gitmek, kazanmak, galip gelmek, çok zaman almak, çok vakit almak, muhabbet, uçmak, ile yaşamak, yüklenmek, üzerine almak, üstlenmek, başarısız olmak, kurnazlıkla yenmek/mağlup etmek, ismini taşımak, adını taşımak, önemsememek, uçurmak, ciddiye almak, azar işitmek, korkmak, ürkmek, girizgah yapmak, ile sonuçlanmak, dikkate almak, gülüp geçmek, çıkarmak, götürmek, başarıyla yapmak, yanında taşımak, içerlemek, zoruna/ağırına gitmek, yerine getirmek, icra etmek, kalmak, geçememek, tatmin etmek, gizlice içeri sokmak, ciddiye almak, uzaklaştırmak, yüklenmek, dahil etmek, gerçekleştirmek anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.

telaffuz dinle

levar kelimesinin anlamı

tahammül etmek

(figurado)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

göğüs germek

(figurado)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

getirmek

(bir şeyi / birisini bir yere)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Eu levo o carro até a sua casa se você me levar até em casa depois.

alıp götürmek

verbo transitivo

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)

götürmek

verbo transitivo

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Levou o rádio para a casa do amigo.
Radyoyu arkadaşının evine götürdü.

eve götürmek

verbo transitivo (yemek)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)

paket yaptırmak

verbo transitivo (yiyecek, vb.)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Vamos comprar umas batatas fritas para levar?

teşvik etmek

(figurado)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
O interesse de Jennifer em animais a levou a se tornar uma veterinária.

yaşam sürmek

verbo transitivo (viver)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Meu avô levava uma vida dura.

(zaman) almak, sürmek

verbo transitivo

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Quanto tempo levou?
Bu iş ne kadar zaman aldı?

gerektirmek

verbo transitivo

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
A condenação por roubo leva dez anos de prisão em alguns países.

iletmek

verbo transitivo

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Os comerciais levam uma mensagem óbvia.

ileri götürmek

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Não queremos levar as coisas longe demais.

başarıya götürmek

(figurado) (mecazlı)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
O craque levou o time à vitória.

yayımlamak

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
As edições posteriores do jornal levavam uma manchete diferente.

beraberinde getirmek

(levar alguém)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
George gostava de ir caminhar e sempre levava seu irmão mais novo junto.

sevk etmek

(mecazlı)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Ela levou a conversa a um determinado tópico.

itmek

verbo transitivo (sobre rodas) (tekerleki sandalye, vb.)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Steve levou o carrinho ao longo da calçada.

taşımak

verbo transitivo

(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").)
A corrente levou o barco para o mar.

almak

(figurado) (ödül, vb.)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
John levou o prêmio.

götürmek

verbo transitivo

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Você pode me levar ao ponto de ônibus?

koşturmak

verbo transitivo (gado)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
É hora de levar o gado para o pasto novo.

el arabasıyla taşımak/götürmek

verbo transitivo (em carrinho de mão)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)

taşımak

(bir şeyi)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Você pode mover esta mesa da cozinha para a sala de jantar?

çalmak, aşırmak, çalıp kaçmak

(informal)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

nakletmek

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Este cano conduz água.

gitmek, götürmek

(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").)
Estas escadas vão ao sótão.
Bu merdiven tavan arasına gidiyor.

yanında taşımak

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Ele sempre carrega uma faca por proteção.

şoförlüğünü yapmak

(birisinin)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

arabayla götürmek

(birisini bir yere)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Helen contratou um motorista para conduzí-la ao trabalho.

yönlendirmek

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Patrick logo conduziu a conversa para seu tópico favorito.

adını taşımak, ismini taşımak

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Ele carrega o nome do pai.

yorumlamak

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Não interprete assim! Isso não foi o que eu quis dizer.

alıp götürmek

verbo transitivo

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)

taşımak, nakletmek

verbo transitivo

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
O caminhão leva a carga de um lado do país para outro.

geçirmek

(tempo) (zaman, vakit)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Como você ocupou seu tempo enquanto estava doente?

tamamlamak

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)

uzun sürmek

(levar bastante tempo)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

bir kenara itmek

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

getirmek, yanında getirmek

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)

başka yere yönlendirmek

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)

dikkate alınırsa

Mesmo considerando o clima ruim, o número de visitantes no parque tem sido muito baixo.

kayıp düşmek

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Ela escorregou na calçada coberta de gelo e quebrou o quadril.

zaman almak, vakit almak

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Levará algum tempo para fazer isso corretamente. Escrever um bom romance leva tempo.

-e kendini kaptırmak

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

-e kendini kaptırmak

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

devreye sokmak, faaliyete geçirmek

(plan, vb.)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
A empresa levou a cabo seu plano de trazer novos negócios e foi um grande sucesso.

iflas ettirmek, batırmak

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Esse erro arruinará a empresa.

iflas ettirmek

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Os jogadores profissionais quebraram a casa.

ciddiye almamak

(kişi)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
No começo, Robert pensou que Marilyn era apenas uma jovem tola e simplesmente a desprezou, mas depois percebeu que ela era realmente muito inteligente.

ciddiye almamak

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
O político descartou os rumores de seu caso.

hapishaneye atmak

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Um policial prendeu Gary por xinga-lo.

çıldırtmak, delirtmek

(formal) (birisini)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)

yürütmek

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
O exército está pronto para realizar um invasão amanhã.

dikkate almamak

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
A princípio, o editor desprezou a história como um boato.

-e yol açan

(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.)

yedirip içirmek

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Ele a levou para jantar numa tentativa de conquistá-la como cliente. O instituto sempre leva seus professores visitantes para jantar.

aşağılanmak

(informal)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Petros tomava sova regularmente do pai violento.

gerçekleştirmek

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Betânia tinha dúvidas sobre se candidatar para o emprego, mas depois levou adiante.

hesaba katmak, dikkate almak

expressão (considerar)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

hesaba katmak, dikkate almak

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Você devia ter levado em conta a idade deles. Você deve levar em consideração tanto a taxa de câmbio quanto as taxas bancárias.

dikkate almak, hesaba katmak

(ter atenção com)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

ilgilenmek

verbo transitivo (prestar atenção)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

aşırı olmak

(figurado, informal: excessivo, absurdo)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

içerlemek, zoruna/ağırına gitmek

expressão (ficar chateado com)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

kazanmak, galip gelmek

expressão (informal)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

çok zaman almak, çok vakit almak

(gastar um tempo considerável)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

muhabbet

locução verbal (informal) (bir çıkar elde etmek için yapılan)

(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.)

uçmak

locução verbal (pelo vento) (rüzgarla)

(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").)

ile yaşamak

expressão verbal

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

yüklenmek, üzerine almak, üstlenmek

(projeto: comprometer-se)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
O construtor concordou em assumir a reforma.

başarısız olmak

(BRA: ser reprovado em teste) (sınav)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

kurnazlıkla yenmek/mağlup etmek

(informal)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)

ismini taşımak, adını taşımak

expressão

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

önemsememek

expressão (não considerar importante)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

uçurmak

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
O vento soprou a nota de dólar para longe.

ciddiye almak

locução verbal (estar interessado de fato)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

azar işitmek

locução verbal

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

korkmak, ürkmek

(informal)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

girizgah yapmak

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

ile sonuçlanmak

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
As chuvas pesadas resultaram em prejuízos para os agricultores.

dikkate almak

expressão verbal

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Emily ficou surpresa com quantas pequenas dificuldades ela teve que enfrentar como uma nova mãe. Pensamos que venceríamos o outro time facilmente, mas não tínhamos lidado com o novo atacante.

gülüp geçmek

(dar pouca importância) (bir şeye)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

çıkarmak, götürmek

expressão verbal (figurado: encontro amoroso) (gezmeye, vb.)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Lisa ficou feliz que Carl queria levá-la para sair.

başarıyla yapmak

expressão verbal

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

yanında taşımak

locução verbal

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)

içerlemek, zoruna/ağırına gitmek

expressão (aplicar para si)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

yerine getirmek, icra etmek

(executar)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Os espiões realizaram a missão.

kalmak, geçememek

(BRA: ser reprovado em curso) (ders)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

tatmin etmek

(satisfazer alguma coisa) (arzu, vb.)

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)
Como era uma ocasião especial, eu decidi satisfazer meu desejo por uma taça de champanhe.

gizlice içeri sokmak

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

ciddiye almak

locução verbal (não interpretar como piada)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

uzaklaştırmak

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)
Você pode levar o cachorro embora antes que ele derrube tudo?

yüklenmek

(empreender)

(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.)

dahil etmek

locução verbal

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)

gerçekleştirmek

(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").)

Portekizce öğrenelim

Artık levar'ün Portekizce içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını Portekizce içinde arayabilirsiniz.

levar ile ilgili kelimeler

Portekizce hakkında bilginiz var mı

Portekizce (português), Avrupa'nın İber yarımadasına özgü bir Roma dilidir. Portekiz, Brezilya, Angola, Mozambik, Gine-Bissau, Cape Verde'nin tek resmi dilidir. Portekizce, 215 ila 220 milyon anadili ve 50 milyon ikinci dil konuşanı olmak üzere toplamda yaklaşık 270 milyona sahiptir. Portekizce genellikle dünyada en çok konuşulan altıncı dil, Avrupa'da üçüncü sırada yer alır. 1997'de kapsamlı bir akademik çalışma, Portekizce'yi dünyadaki en etkili 10 dilden biri olarak sıraladı. UNESCO istatistiklerine göre, Portekizce ve İspanyolca, İngilizce'den sonra en hızlı büyüyen Avrupa dilleridir.