İngilizce içindeki street ne anlama geliyor?
İngilizce'deki street kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte street'ün İngilizce'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
İngilizce içindeki street kelimesi yol, sokak, cadde, cadde, yol, sokak, mahalle, cadde, ön, sokak, sokak, mahalle, ana cadde, satış endüstrisi, satış, caddenin hemen karşısında, ana cadde, varlıklı, hali vakti yerinde, ara sokak, açık adres, sokak ressamı, sokak sanatçısı, sokakta satılan yiyecek, pazar, cadde/sokak ismi, sokaktaki ismi, evsiz kimse, şehir yaşamına uyum sağlayan, şehir yaşamına uyum, sokak lambası, sokak lambası, ilgi ve yeteneklerine uygun, kabiliyetlerine uygun, Wall Street, New York borsası anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
street kelimesinin anlamı
yolnoun (road) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) This street has four lanes. Bu dört şeritli bir yoldur. |
sokak, caddenoun (road with its buildings) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) It is a beautiful street with all the trees and nice buildings. Etrafında ağaçlar ve hoş binalar bulunan güzel bir sokaktır. |
cadde, yolnoun (part of road for cars) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Kids, get out of the street and play on the lawn! |
sokaknoun (residents of a street) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) The whole street came out to watch the burning building. |
mahallenoun (neighborhood) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) This is such a friendly street. Everyone helps each other. |
caddenoun (name of a road) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) While Main Street might think this is bad, Wall Street likes the change. Their address is 123 Alphington Street. |
önnoun as adjective (leading to the street) (kapı, vb.) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Don't use the street door; use the back door. |
sokaknoun as adjective (taking place in the street) There is a street festival in Springfield today. |
sokaknoun as adjective (working in the street) (satıcı, vb.) The street vendor sold hot dogs from his stand. |
mahallenoun as adjective (belonging to street culture) His parents couldn't understand his street slang. |
ana caddenoun (UK (town's main street) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Roadworks are delaying traffic in the high street. |
satış endüstrisinoun (UK, figurative, often capitalized (retail sector) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Discount supermarkets offer the lowest prices on the High Street. |
satışnoun as adjective (UK, figurative (shops, fashion: retail) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Models paraded the latest high-street fashions. |
caddenin hemen karşısındaadverb (on the opposite side of the road) (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) My in-laws moved in just across the street, which is handy for babysitting. |
ana caddenoun (principal road) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) The town's main street has been pedestrianized. |
varlıklı, hali vakti yerindeadverb (figurative, slang (leading easy life) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) After we paid all of our debts, we were living on easy street. |
ara sokaknoun (small road leading off larger street) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) I drive down side streets to avoid the traffic. |
açık adresnoun (location: building number) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) We need a street address, not a post office box. |
sokak ressamınoun (creates art in public) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) The street artist painted my portrait in 20 minutes. |
sokak sanatçısınoun (performs in public) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Mimes are popular street artists in the French Quarter. |
sokakta satılan yiyeceknoun (food sold by outdoor vendors) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
pazarnoun (outdoor stalls) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) The weekly street market's a good place to find bargains. |
cadde/sokak isminoun (name of a road) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) The street names in my area are all named after famous English poets. |
sokaktaki isminoun (drug: common name) (uyuşturucu, vb.) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Pot, weed and grass are commonly used street names for marijuana. |
evsiz kimsenoun (homeless individual) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) They didn't choose to be street people: they just don't have a home to go to. |
şehir yaşamına uyum sağlayanadjective (informal (able to cope in an urban setting) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
şehir yaşamına uyumplural noun (informal (experience with an urban setting) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) She still has the street smarts she learned by growing up in a rough neighborhood. |
sokak lambasınoun (light mounted on a post in street) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) A car crashed into a streetlamp during the snowstorm. |
sokak lambasınoun (lamp illuminating a road) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) The streetlights come on at 6:30 p.m. |
ilgi ve yeteneklerine uygun, kabiliyetlerine uygunexpression (slang (the sort of thing you like) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) That new film looks as though it'll be up your alley. You're going to love this new club: it's right up your alley! |
Wall Streetnoun (New York financial district) (New York finans merkezi) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) He works on Wall Street in New York. |
New York borsasınoun (figurative (New York stock exchange) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Wall Street greeted the news as evidence that inflation is under control. |
İngilizce öğrenelim
Artık street'ün İngilizce içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını İngilizce içinde arayabilirsiniz.
street ile ilgili kelimeler
Eş anlamlılar
İngilizce sözcükleri güncellendi
İngilizce hakkında bilginiz var mı
İngilizce, İngiltere'ye göç eden ve 1400 yılı aşkın bir süre içinde gelişen Germen kabilelerinden gelmektedir. İngilizce, Çince ve İspanyolca'dan sonra dünyada en çok konuşulan üçüncü dildir. En çok öğrenilen ikinci dildir. ve yaklaşık 60 egemen ülkenin resmi dilidir.Bu dil, ikinci ve yabancı dil olarak anadili konuşanlardan daha fazla sayıda konuşmacıya sahiptir.İngilizce aynı zamanda Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği ve diğer birçok uluslararası kuruluşun ortak resmi dilidir. ve bölgesel organizasyonlar. Günümüzde dünyanın her yerindeki İngilizce konuşanlar nispeten kolaylıkla iletişim kurabiliyor.