İngilizce içindeki piping ne anlama geliyor?
İngilizce'deki piping kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte piping'ün İngilizce'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
İngilizce içindeki piping kelimesi boru tesisatı, pasta süsleme, şerit şeklinde süs, boru, pipo, kaval, flüt, gayda, org borusu, gayda ile çalmak, flütle çalmak, boru hattıyla iletmek/nakletmek, tiz bir sesle söylemek, sürmek, çok sıcak, ateş gibi anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
piping kelimesinin anlamı
boru tesisatınoun (collection of pipes) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) All the piping for our kitchen runs along this wall. |
pasta süslemenoun (icing a cake) (kremayla) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Fred enjoys baking and icing cakes, but he's not so keen on the fiddly piping. |
şerit şeklinde süsnoun (fabric ornament) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) It's a very nice jacket with gold brocade piping around the collar. |
borunoun (tube) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) A pipe connected the tap to the mains. |
piponoun (smoking) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Sonia's grandfather smokes a pipe. |
kavalnoun (musical instrument) (çalgı) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) The Pied Piper of Hamlin played a pipe to make the rats follow him out of town. |
flütnoun (musical instrument: flute) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
gaydanoun (informal, abbreviation (bagpipes) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Alastair plays the pipes. |
org borusunoun (organ tube) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) The pipes on this organ are enormous. |
gayda ile çalmaktransitive verb (music: play on a pipe) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) The piper piped a tune. |
flütle çalmaktransitive verb (music: play on a flute) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
boru hattıyla iletmek/nakletmektransitive verb (convey: water, oil) (su, petrol, vb.) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Water is piped from the tap to the greenhouse. |
tiz bir sesle söylemektransitive verb (speak in a high-pitched voice) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) "Is that the best you can do?" he piped. |
sürmektransitive verb (cooking: add using nozzle) (krema, vb.) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Veronica piped some frosting onto the cake. |
çok sıcak, ateş gibiadjective (informal (very hot) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) He likes his coffee piping hot. This bowl of soup is piping. |
İngilizce öğrenelim
Artık piping'ün İngilizce içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını İngilizce içinde arayabilirsiniz.
piping ile ilgili kelimeler
İngilizce sözcükleri güncellendi
İngilizce hakkında bilginiz var mı
İngilizce, İngiltere'ye göç eden ve 1400 yılı aşkın bir süre içinde gelişen Germen kabilelerinden gelmektedir. İngilizce, Çince ve İspanyolca'dan sonra dünyada en çok konuşulan üçüncü dildir. En çok öğrenilen ikinci dildir. ve yaklaşık 60 egemen ülkenin resmi dilidir.Bu dil, ikinci ve yabancı dil olarak anadili konuşanlardan daha fazla sayıda konuşmacıya sahiptir.İngilizce aynı zamanda Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği ve diğer birçok uluslararası kuruluşun ortak resmi dilidir. ve bölgesel organizasyonlar. Günümüzde dünyanın her yerindeki İngilizce konuşanlar nispeten kolaylıkla iletişim kurabiliyor.