Rusça içindeki стул ne anlama geliyor?
Rusça'deki стул kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte стул'ün Rusça'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
Rusça içindeki стул kelimesi sandalye, iskemle, dışkı, koltuk anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
стул kelimesinin anlamı
sandalyenoun (мебельное изделие для сидения одного человека) В комнате не было ничего, кроме старого стула. Odada eski bir sandalyeden başka bir şey yoktu. |
iskemlenoun (предмет мебели) В конторе стоит стул, кассовый аппарат, да вот и вся контора, ничего больше. Ofiste iskemle yazar kasa vardır ofis denen odada olup olabilecekler bunlardır. |
dışkınoun Короче говоря, менее опытный патологоанатом мог бы пропустить остатки стула в её кишечнике, содержащие следы болиголова. Çok az patolog bağırsağındaki eser miktardaki dışkıyı görebilir ki bu eser miktarda su baldıranı izine rastladım. |
koltuknoun Этот стул очень удобный, но мне не нравится цвет. Bu koltuk çok konforlu, ama rengini beğenmedim. |
Daha fazla örneğe bakın
Я просижу на стуле ещё минуту, выслушаю вас и получу сто долларов? Burada sizi # saniye daha dinlersem # dolarım olacak |
Вставай на стул. Ray, sandalyeye çık. |
Каждый раз нам приходилось заново раздвигать столы и расставлять стулья. Her ibadetimiz için masa ve sandalyeleri yeniden dizmek zorundaydık. |
Не садись туда. Это стул Тома. Oraya oturma. O Tom'un sandalyesi. |
— Вы сломали стул, — сказал директор - Bir sandalyeyi kırdınız... dedi müdür |
Больше всего, до сердечной боли, меня потрясло шествие по главной улице Сараево, где 20 лет назад моя подруга Айда увидела танки. Вдоль этой улицы стояло 12 000 красных стульев, пустых, — каждый стул символизировал человека, погибшего во время блокады в Сараево. Не во всей Боснии! Весь город от окраины до центра был заставлен стульями. Ve bunlar içerisinde beni en çok sarsan ve kalbimi kıran, Saraybosna'nın ana caddesinde yürümek oldu 20 yıl önce arkadaşım Aida'nın tankın geldiğini gördüğü bu yolda 12. 000 den fazla kırmızı sandalye vardı, boş ve bunların her biri kuşatma esnasında ölen bir kişiyi temsil ediyordu sadece Saraybosna'da, tüm Bosna'da değil ve şehrin bir ucundan büyük bir bölümüne kadar uzanıyordu ve benim için en acısı çocuklar için koyulan minik ufacık sandalyelerdi. |
Вики сидела на стуле и плакала Vicki koltuğa oturmuş ağlıyordu. |
Иногда я хочу схватить его и привязать к стулу и накачать его таблетками правды и посмотреть, что он выдаст. Biliyor musun, bazen onu alıp sandalyeye bağlayıp doğruluk serumu verip bakalım söyleyecek neleri varmış bir görmek istiyorum. |
Давай сниму тебя со стула. Hadi seni buradan çıkaralım. |
А сзади стоит проволочный стул Бертойи, это мой любимый стул. Ve arka plan da görülen Bertoria sandalye benim en sevdiğim sandalyemdir. |
- Она дала тебе травы вместо Исцеления, - кисло сказала Биргитте со своего стула в футе от кровати. “Sana Şifa yerine bitkiler verdi,” dedi Birgitte ekşi ekşi, yatağın ayakucundaki sandalyesinden. |
А это что, электрический стул? Bu elektrikli sandalye mi? |
Ты спросил меня как я могла просто сидеть и наблюдать, как мой сын садится на электрический стул. Oğlumun idama gidişine neden tepki vermediğimi sormuştun. |
Пожалуйста, сядь на этот стул. Lütfen bu sandalyede oturun. |
Мальчишка должен сесть на электрический стул Suçlu bir adamı ait olduğu elektrikli sandalyeye oturtmaya çalışıyoruz |
Эй Роберт, это стул Рэя Hey Robert bu Ray'in sandalyesi. |
Ей нужен был новый шкаф, нужно было повесить новые верёвки для белья; пора было сделать высокий стул для ребёнка. Yeni bir dolaba, çamaşır iplerine ihtiyaç vardı; bebek için mama sandalyesi yapmanın zamanı gelmişti. |
И я плотнее уселся на своем стуле с видом, явно свидетельствующим о том, что больше я ему докупать не собираюсь. Ve bunları söyledikten sonra daha fazla rahatsızlık vermek istemediğimin göstergesi olarak sandalyeme geri döndüm. |
И он делал такое, что на него было не похоже: он раскачивался на задних ножках стула. Ve hiç yapmadığı bir şey yaptı: Sandalyesini geri kaykıltıp sallandı. |
Почему бы вам не занять стул и присоединиться к нам? Neden bir sandalye kapıp, bize katılmıyorsun? |
Он под стулом. O, sandalyenin altında. |
Надеюсь, вы не заняли этот стул для кого-то еще. Umarım bu tabureyi başkası için tutmuyorsundur. |
Замечательно, ты привёз стулья! Harika, sandalyeleri getirmişsin! |
Этот стул для меня слишком низкий. Sandalye benim için çok alçak. |
Она провела их в спальню, где в воздухе висел особый персональный запах, и рассадила на стульях у камина. Kadın onları, havası kişisel bir kokuyla yüklü olan yatak odasına çıkardı, ateşin yanına sandalyeleri koydu. |
Rusça öğrenelim
Artık стул'ün Rusça içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını Rusça içinde arayabilirsiniz.
Rusça sözcükleri güncellendi
Rusça hakkında bilginiz var mı
Rusça, Doğu Avrupa'nın Rus halkına özgü bir Doğu Slav dilidir. Rusya, Beyaz Rusya, Kazakistan, Kırgızistan'da resmi bir dildir ve Baltık ülkeleri, Kafkaslar ve Orta Asya'da yaygın olarak konuşulmaktadır. Rusça, Sırpça, Bulgarca, Beyaz Rusça, Slovakça, Lehçe ve Hint-Avrupa dil ailesinin Slav kolundan türetilen diğer dillere benzer kelimelere sahiptir. Rusça, Avrupa'daki en büyük ana dil ve Avrasya'daki en yaygın coğrafi dildir. Dünya çapında toplam 258 milyondan fazla konuşmacı ile en çok konuşulan Slav dilidir. Rusça, ana dili konuşanların sayısına göre dünyada en çok konuşulan yedinci dil ve toplam konuşmacılar tarafından dünyanın en çok konuşulan sekizinci dilidir. Bu dil, Birleşmiş Milletler'in altı resmi dilinden biridir. Rusça ayrıca internette İngilizce'den sonra en popüler ikinci dildir.