İzlandaca içindeki vottur ne anlama geliyor?
İzlandaca'deki vottur kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte vottur'ün İzlandaca'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
İzlandaca içindeki vottur kelimesi tanıklık, şahit, şahitlik, alamet, kanıt anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
vottur kelimesinin anlamı
tanıklık(witness) |
şahit(witness) |
şahitlik(witness) |
alamet(trace) |
kanıt(witness) |
Daha fazla örneğe bakın
Einn vottur að þessum viðskiptum er sagður vera þjónn „Tattannú landstjóra handan fljóts“ – sá sami og Tatnaí sem nefndur er í Esrabók í Biblíunni. “Irmak Ötesi valisi Tattannu’nun” hizmetkârının ticari bir işleme tanıklık ettiğinden bahsediyor. Anlaşılan Tattannu Kutsal Yazılardaki Ezra kitabında adı geçen Tattenay’dır. |
Rakel mælir með þessu: „Gakktu úr skugga um að fjölskyldan viti að þú sért vottur. Rachel şunu önerdi: “İsa’nın bir takipçisi olduğunuzu mutlaka söyleyin. |
● Hvaða gagn er í því að láta bekkjarfélaga sína vita að maður sé vottur Jehóva? ● Sınıf arkadaşlarına Yehova’nın Şahidi olduğunu söylemenin ne tür yararları vardır? |
* Itamar, sem er brasilískur vottur, segir: „Það urðu þáttaskil í lífi mínu þegar ég kynntist nafni Guðs. Brezilyalı Şahit Itamar şunları hatırlıyor: “Tanrı’nın ismini öğrenmem yaşamımın dönüm noktasıydı. |
Stuttu eftir atvikið með kennaranum lét ég skírast sem vottur Jehóva. Öğretmenimle aramda geçen bu konuşmadan kısa bir süre sonra, Yehova’nın Şahidi olarak vaftiz edildim. |
„Ef þú vilt verða vottur verðurðu að flytja að heiman,“ sögðu þau. Onlar Machaka’ya, eğer bir Şahit olmak istiyorsa evden gitmek zorunda olduğunu söylediler. |
Mósebók 14:17-24) Abraham var sannarlega góður vottur! (Tekvin 14:17-24) İbrahim ne mükemmel bir şahitti! |
Þó að ég sé ekki vottur Jehóva vil ég gefa þetta framlag vegna þess að ég sé að þið hafið kærleikann að leiðarljósi.“ Yehova’nın Şahidi olmasam da bunu yapmak istiyorum, çünkü her şeyi sevgiyle yaptığınızı görüyorum.” |
Þú skyldir þó ekki vera vottur Jehóva?“ Yoksa siz Yehova’nın Şahitleri misiniz?” |
Nú er ég orðin vottur Jehóva og er boðberi í fullu starfi, en þessi löngun kemur enn yfir mig af og til. . . . Yehova’nın Şahidi oldum ve şimdi iyi haberi dolgun vakitle vaaz ediyorum, fakat bu dürtüyü hâlâ zaman zaman hissediyorum. . . . . |
FYRIR allnokkrum árum hringdi kona, sem var vottur Jehóva, til bróður síns sem bjó á Long Island í New York. BİRKAÇ yıl önce Yehova’nın Şahitlerinden biri Long Island, New York’ta bulunan kardeşine telefon etti. |
Ef skírð kona, sem er vottur Jehóva, sér um slíkt námskeið og skírður karlmaður, sem er vottur Jehóva, er viðstaddur, þá er rétt af henni að bera höfuðfat.“ Eğer vaftiz edilmiş bir kadın vaftiz edilmiş bir erkeğin yanında böyle bir tetkiki idare edecek olursa, yerinde olarak başını örtmesi gerekir.” |
Þegar ég var níu ára heimsótti hana vottur sem talaði ungversku en það var móðurmál mömmu. Það varð til þess að hún fékk áhuga á að kynna sér boðskap Biblíunnar. Ben dokuz yaşındayken Macarca konuşan bir Şahit annemi ziyaret ettiğinde annem kendi anadilinde konuşan Şahidin Kutsal Kitap hakkında söylediklerini can kulağıyla dinledi. |
Rhonda fann fyrir því þegar eiginmaður hennar, sem er ekki vottur, sótti um skilnað og bróðir hennar greindist með rauða úlfa sem getur verið banvænn sjúkdómur. Meltem Şahit olmayan kocasının açtığı boşanma davasıyla uğraşırken, erkek kardeşine öldürücü olabilen lupus hastalığı teşhisi kondu. |
12 Í fyrsta lagi hafði hver og einn þá ábyrgð að vera vottur Jehóva og prédika fagnaðarerindið um ríkið. 12 İlk olarak, her biri Yehova’nın bir şahidi olma ve Gökteki Krallığın iyi haberini vaaz etme sorumluluğu taşıyordu. |
Ég skírðist sem vottur Jehóva einum mánuði áður en ég fæddi mitt annað barn, fallega stúlku sem við gáfum nafnið Lucía. İkinci çocuğum olan güzel Lucía’mın doğumundan bir ay önce vaftiz edilerek Yehova’nın bir Şahidi oldum. |
Ég lét skírast sem vottur árið 1989 í Minnesota. 1989’da Minnesota’da bir Şahit olarak vaftiz edildim. |
Ert þú vottur allar stundir? Her Zaman Bir Şahit Misin? |
Rétt áður en Guð lofaði að „gefa þjóðunum hreint tungumál“ aðvaraði hann: „Bíðið mín þess vegna — segir [Jehóva], — bíðið þess dags, er ég rís upp sem vottur. Því að það er mitt ásett ráð að safna saman þjóðum og stefna saman konungsríkjum til þess að úthella yfir þá heift minni, allri minni brennandi reiði. Því að fyrir eldi vandlætingar minnar skal allt landið verða eytt.“ — Sefanía 3:8, 9. Tanrı, ‘kavimlere temiz bir dil vereceğini’ vaat etmeden önce şöyle uyardı: “Ava kalkacağım güne kadar beni bekleyin, RABBİN sözü; çünkü hükmüm milletleri toplamaktır, ta ki, ülkeler üzerine gazabımı, kızgın öfkemin hepsini dökmek için onları bir araya getireyim; çünkü bütün dünya kıskançlığımın ateşile yutulacaktır.”—Tsefanya 3:8, 9. |
Í Varðturninum 1. júní það ár kom fram að enginn vottur Jehóva fengi að tilheyra söfnuðinum lengur ef hann héldi áfram þessum lífshættulega, óhreina og kærleikslausa ósið. 1 Haziran tarihli Gözcü Kulesi’nde, sevgisizlik anlamına gelen bu öldürücü ve kirli alışkanlığı sürdüren hiçbir Yehova’nın Şahidinin cemaatte kalamayacağı açıklandı. |
Magdalena, sem minnst var á fyrr í greininni, var vottur Jehóva í Þýskalandi í síðari heimsstyrjöldinni. Makalenin başında sözü edilen Magdalena II. Dünya Savaşı sırasında yaşayan Yehova’nın bir Şahidiydi. |
EF ÞÚ ert skírður vottur Jehóva ertu búinn að lýsa opinberlega yfir að þú sért fús til að taka þátt í kappleik þar sem eilíft líf er í verðlaun. YEHOVA’NIN bir Şahidi olarak vaftiz edildiyseniz, ödülü sonsuz yaşam olan yarışa katılmaya istekli olduğunuzu açıkça gösterdiniz demektir. |
18 En hvað nú ef þú ert útnefndur sem öldungur eða býrð yfir mikilli reynslu sem vottur Jehóva? 18 Cemaatte bir ihtiyar olarak tayin edilmiş biri veya Yehova’nın daha tecrübeli bir şahidi isek, acaba ne yapmalıyız? |
„Ég tók eftir því strax sem smástrákur að heimsóknir pílagrímanna voru tvímælalaust mikils virði og gagnlegar öllum,“ segir Norman Larson, vottur til margra ára. Uzun zamandan beri hakikatte olan Norman Larson “Gezici gözetmenlerin ziyaretlerinin ne kadar değerli ve faydalı olduğunu küçük bir çocukken bile fark edebiliyordum” dedi. |
Systirin útskýrði að hún væri vottur Jehóva og að Guði hennar geðjast ekki að þjófnaði eða neins konar óheiðarleika. Hemşiremiz, Yehova’nın bir Şahidi olduğunu ve Tanrı’sının çalmaktan veya dürüst olmayan herhangi bir davranıştan hoşlanmadığını onlara açıkladı. |
İzlandaca öğrenelim
Artık vottur'ün İzlandaca içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını İzlandaca içinde arayabilirsiniz.
İzlandaca sözcükleri güncellendi
İzlandaca hakkında bilginiz var mı
İzlandaca bir Cermen dilidir ve İzlanda'nın resmi dilidir. Germen dil grubunun Kuzey Germen şubesine ait bir Hint-Avrupa dilidir. İzlandaca konuşanların çoğunluğu İzlanda'da yaşıyor, yaklaşık 320.000. Danimarka'da 8.000'den fazla yerli İzlandalı konuşmacı yaşıyor. Dil ayrıca Amerika Birleşik Devletleri'nde yaklaşık 5.000 kişi ve Kanada'da 1.400'den fazla kişi tarafından konuşulmaktadır. İzlanda nüfusunun %97'si İzlandaca'yı ana dili olarak görse de, İzlanda dışındaki topluluklarda, özellikle Kanada'da konuşanların sayısı azalmaktadır.