İzlandaca içindeki stunda ne anlama geliyor?

İzlandaca'deki stunda kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte stunda'ün İzlandaca'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.

İzlandaca içindeki stunda kelimesi sık sık gitmek, sık sık, sıkça, etmek, sık anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.

telaffuz dinle

stunda kelimesinin anlamı

sık sık gitmek

(frequent)

sık sık

(frequent)

sıkça

(frequent)

etmek

(practise)

sık

(frequent)

Daha fazla örneğe bakın

„Það er meiri hætta á að þær veki áhuga eldri pilta sem eru líklegir til vera byrjaðir að stunda kynlíf,“ segir í bókinni A Parent’s Guide to the Teen Years.
Ayrıca bir başvuru kitabına göre, “cinsel açıdan deneyimli olabilecek daha büyük erkek çocukların ilgisini çekebilirler” (A Parent’s Guide to the Teen Years).
Ekki eitthvađ sem ég stunda.
Girmeyi düşünmediğim bir şey.
Stunda þetta, ver allur í þessu, til þess að framför þín sé öllum augljós.“ — 1. TÍMÓTEUSARBRÉF 4:15.
“Bu şeylerde gayretli ol, senin terakkin cümlesine zahir olmak için bunlara kendini ver.”—I. Timoteos 4:15.
munum við ræða hvernig hægt er að hjálpa þeim sem stunda sjálfsmeiðingar.
dergisinin gelecek sayısında kendine zarar veren kişilere nasıl yardım edilebileceği ele alınacak.
Stunda þetta, ver allur í þessu, til þess að framför þín sé öllum augljós.“
Bu şeylerde gayretli ol; senin terakkin cümlesine zahir olmak için bunlara kendini ver.”
Hann fór aftur að stunda biblíunám og þáði aðstoð safnaðarins.
Koray Mukaddes Kitabı incelemeye yeniden başladı ve cemaatten yardım kabul etti.
16, 17. (a) Hvaða menntun voru Daníel og félagar hans þrír neyddir til að stunda?
16, 17. (a) Daniel ile üç arkadaşı hangi eğitim programına katılmaya zorlandılar?
Og þótt við vitum að við eigum ekki að líkja eftir lífsháttum þeirra sem stunda slíkt, höfum við þá samt tilhneigingu til að líkjast þeim í klæðaburði, hárgreiðslu eða tali?
Ya da bu tür şeylere düşkün olan kimselerin yaşam tarzlarını taklit etmememiz gerektiğini biliyorken, acaba onların giyimlerini, saç modellerini veya konuşma tarzlarını taklit ederek onlara benzemeye çalıştığımız oluyor mu?
Allt þetta stunda heiðingjarnir.“
diye kaygı çekmeyin. Çünkü milletler bütün bu şeyleri ararlar.”
Á ūessari stundu virđist ūví árás innan nokkurra stunda ķumflũjanleg.
Bu noktadan sonra, kara savaşının başlamasına sadece saatler kaldığı gerçeği kaçınılmaz gibi görünüyor.
Sumar tegundir stunda „garðyrkju“ og rækta sveppi til matar.
Başka karıncalarsa çiftçilik yaparak mantar yetiştirirler.
(b) Hvað verður um hvern þann sem neitar að vígjast Jehóva og stunda sanna tilbeiðslu?
(b) Kendilerini Yehova’ya vakfetmeyi ve hakiki tapınmayı uygulamayı reddedenlerin başına ne gelecek?
„Á tveggja stunda göngu fundum við mjög fá hús meðfram veginum.
İki saatlik “yürüyüşümüz boyunca yolda çok az eve rastladık.
Þar er þess einnig krafist að ökunemendur fái minnst einnar og hálfrar stundar æfingu í akstri að næturlagi og rúmlega tveggja stunda akstri á hraðbraut.
Bu ülkedeki otoriteler, ayrıca en az bir buçuk saatlik gece araba sürme ve en az iki saatlik otobanda araba kullanma eğitimini de istemektedir.
Lýdía, stúlka sem ákvað að afla sér viðbótarmenntunar, sýndi að hún hafði andlegu málin skýr í huga er hún sagði: „Aðrir [sem ekki eru vottar] stunda framhaldsnám og láta efnishyggjuna þvælast fyrir sér, og þeir hafa gleymt Guði.
Ek eğitimi seçen Lydia adlı genç, dikkatini ruhi meseleler üzerinde topladığını gösteren şu sözleri söyledi: “Başkaları daha yüksek öğretimin peşine düşüp maddeciliğin kendilerine engel olmasına izin veriyorlar, onlar Tanrı’yı unuttular.
Ég sķtti orđiđ meira í viskíiđ en ađ stunda vinnuna mína.
Viskiye biraz fazla bağımlı işimde ise çok fazla güvenilmez olmuştum.
Í síðara bréfi sínu til Tímóteusar gaf Páll honum meðal annars þessi ráð, en Tímóteus var þá líklega á bilinu 30 til 35 ára að aldri: „Flý þú æskunnar girndir, en stunda réttlæti, trú, kærleika og frið við þá, sem ákalla Drottin af hreinu hjarta.“ — 2. Tímóteusarbréf 2:22.
Pavlus, o sıralarda muhtemelen 30 yaşlarında olan Timoteos’a yazdığı ikinci mektubunda şu öğüdü verir: “Gençlik arzularından kaç, ve temiz yürekten Rabbi çağıranlarla beraber salâhın (adaletin), imanın, sevginin, selâmetin (barışın) ardınca koş.”—II. Timoteos 2:22.
13 Ef við notum of mikinn tíma í afþreyingu getur það orðið til þess að við höfum ekki nægan tíma til að stunda sjálfsnám.
13 Eğlenceye aşırı zaman harcamak kişisel tetkik için ayıracağımız zamanı elimizden alabilir.
Kristnar fjölskyldur ættu að velta alvarlega fyrir sér hve miklum tíma og fjármunum þær eyða í að skemmta sér, stunda afþreyingu og afla sér efnislegra hluta.
İsa’nın takipçisi aileler olarak, eğlenceye, dinlenmeye ve maddi şeyler edinmeye harcadığımız para ve vakit üzerinde ciddiyetle düşünmemiz gerekir.
Þeir sem stunda saurlifnað, hórdóm og aðrar grófar syndir „munu ekki erfa Guðs ríki“.
Cinsel ahlaksızlık, zina ve diğer ciddi günahları alışkanlık edinenlerin “Tanrı’nın Krallığında mirası olmayacak” (Galatyalılar 5:19-21; 1.
Gagnrýnendur eru skiljanlega áhyggjufullir yfir því að fólki skuli detta í hug að búa til leiki þar sem hægt er að stunda svo afbrigðilegt hátterni.
İnsanların bilgisayar oyunlarında bu tür iğrenç davranışlara yer vermesini eleştirenler haklı olarak ciddi şekilde kaygılanıyorlar.
Rithöfundurinn Vance Packard segir: „Um þessar mundir stunda mæður að minnsta kosti fjórðungs bandarískra ungbarna og barna yngri en þriggja ára einhvers konar vinnu utan heimilis.“
Yazar Vance Packard şöyle söyledi: “Şimdi, Amerika’da, bebeklerin ve üç yaşından küçük çocukların en az dörtte birinin annesi, evin dışında herhangi bir işte çalışmaktadır.”
Ég ūarf ađeins 4 stunda svefn.
Gece dört saat uyku yetiyor.
Páll skrifaði Tímóteusi, samverkamanni sínum: „Stunda réttlæti, guðhræðslu, trú, kærleika, stöðuglyndi og hógværð.
Pavlus iş arkadaşı olan Timoteos’a şöyle yazdı: “Salâhın, takvanın, imanın, sevginin, sabrın, hilmin ardınca koş.
Þó að Biblían segi okkur ekki hvers konar vinnu við eigum að stunda gefur hún okkur góðar meginreglur sem koma í veg fyrir að andlegar framfarir okkar, þjónustan við Guð og önnur mikilvæg ábyrgðarstörf sitji á hakanum.
Mukaddes Kitap ne tür bir işte çalışacağımızı söylemese de, bize yol gösterecek mükemmel bilgiler sağlar; bu sayede, ruhi gelişimimiz, Tanrı’ya hizmetimiz ve diğer sorumluluklarımız tehlikeye girmez.

İzlandaca öğrenelim

Artık stunda'ün İzlandaca içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını İzlandaca içinde arayabilirsiniz.

İzlandaca hakkında bilginiz var mı

İzlandaca bir Cermen dilidir ve İzlanda'nın resmi dilidir. Germen dil grubunun Kuzey Germen şubesine ait bir Hint-Avrupa dilidir. İzlandaca konuşanların çoğunluğu İzlanda'da yaşıyor, yaklaşık 320.000. Danimarka'da 8.000'den fazla yerli İzlandalı konuşmacı yaşıyor. Dil ayrıca Amerika Birleşik Devletleri'nde yaklaşık 5.000 kişi ve Kanada'da 1.400'den fazla kişi tarafından konuşulmaktadır. İzlanda nüfusunun %97'si İzlandaca'yı ana dili olarak görse de, İzlanda dışındaki topluluklarda, özellikle Kanada'da konuşanların sayısı azalmaktadır.